10 aylık bebeğim hiç bir şey yemiyor

10 aylık bebeğim hiç bir şey yemiyor
İlk aylarında oldukça tombul bir bebek olan Yağız, 10. aydan itibaren giderek yemekleri reddetmeye başladı. Bu sorunumuzdan daha önce bir yazıda bahsetmiştim.  Sonra bir gün Blogcu Anne’de “Çocuğum Yemek Yemiyor” adlı kitaptan bahsedildiğini gördüm. İlk fırsatta aldım ve okudum.

Öncelikle bu kitap çocuğunuza nasıl yemek yedireceğinizi anlatmıyor. Baştan bunu söyleyeyim de kimse hayal kırıklığına uğramasın.

Kitabın eğlenceli bir dili var. Özellikle “Biraz Tarih” bölümü çok hoş.

Yazar Carlos Gonzalez’e göre ilk aylarda çok güzel kilo alan çocukların birden iştahsızlığa düşmeleri, bir anlamda büyüme hormonlarıyla ilgili.

“İlk 4 ayda bebeklerin yediklerinin yüzde 27’sinin büyümeye harcandığı hesaplanmıştır. 6-12 ay arasında sindirdiklerinin sadece yüzde 5’ini, ikinci yılda ise yüzde 3’ünü büyümeye harcarlar.” 

diyor kitabın 29. sayfasında.

Bir yaş civarında hemen tüm çocuklarda yemeyi reddetmenin başgösterdiği anlatılıyor. Yani yanlız değilmişiz hiçbirimiz 🙂

Anne sütünün önemi kalın çizgilerle vurgulanmış. Bir yaşına kadar anne sütünün yeterli olduğu, diğer gıdaların sırf alıştırmak için verildiği söylenmiş.  Göğüslerde şişkinliğin ve süt damlamasının azalmasının süt miktarıyla ilgisi olmadığı, yalnızca ilk aylardaki geçici bir iltihaptan kaynaklandığı belirtilmiş. Çocuk doktorlarının verdiği katı gıdalara geçiş listeleri, önce yemek sonra süt tavsiyeleri eleştirilmiş. Bir bebeğin önce emmesi -ki hiç bir besinin bu kadar besleyici olması mümkün olmadığından- sonra yemek teklif edilmesi gerektiği vurgulanmış. Halbuki doktorlar tarafından bize söylenen bunun tam aksi.

Ayrıca çocuklara yüksek kalorili besinler verilmesi, zaten midelerinin küçük olduğu ve bunun meyve sebze gibi düşük kalorilerle doldurulmaması gerektiği söylenmiş.  Son doktor kontrolümüzde zaten iştahı azalan oğluma, günde 400 cc süt vermem gerektiği söylendiğinde bende dehşete düşmüştüm. Hala emen oğlumun neden o kadar süte ihtiyacı olsun ki?

Ayrıca kilo alımının hiçbir şekilde sağlık göstergesi olmadığı, sadece kilo kaybı varsa araştırılması gerektiği üzerinde duruluyor.

Bir lakto-ovo-vejeteryan olarak kitabın en sevdiğim kısmı ise şu oldu:

“Hem çocuklar hem de yetişkinler lacto-ovo-vejeteryan bir beslenme alışkanlığıyla gayet sağlıklı bir yaşam sürebilirler” 🙂

Yazara göre bebeklerimize güvenmeliyiz. Onlar neye, ne kadar  ihtiyaçları varsa onu yerler. Bir hafta sadece ekmek kemiriyorsa bırakın kemirsin. Bir de çocukların 3 yaşına geldiklerinde kendileri yemek için 1 yaşındaki kadar istekli olmayacaklarını, bu sebeple isterken buna izin verilmesinin doğru bir karar olacağını söylüyor.

Yemek saatinde yapılmaması gerekenler ise şu şekilde sıralanmış:

  • Israr
  • Gece Baskınları
  • Korkunç Karşılaştırmalar
  • Rüşvet
  • İştah Açıcılar

Gonzalez’in kitabı şu cümleleriyle özetlenebilir:

Ne iyi ne de kötü hiçbir yolla, hiçbir hileyle onu zorlamayın. Biliyorum; çocuğunuzu ne sandalyeye bağlıyor ne de kırbaçlıyorsunuz. “Onu zorlamayın” derken kaşıkla “uçak” yapmayın, şarkılar veya televizyonla oyalamayın, hepsini bitirmesi için vaatlerde bulunmayın, tehdit etmeyin, yalvarıp yakarmayın, çocuğunuz olmasından yararlanmayın, araya büyükannesini sokmayın, kardeşleriyle kıyaslamayın, “iyi” ve “kötü” çocuklardan bahsetmeyin, önündekileri yediği takdirde tatlı yeme şartı koşmayın demek istiyoruz.

Oysa ki geçenlerde acil bir durum için Yağız’ı hastaneye götürdüğümüzde, yan tarafta iştahsız olduğu söylenen bir çocuğu muayene eden doktor, ona mutlaka yemek yedirmelerini, oyuncakla, televizyon karşısında, oyalayarak bir şekilde mutlaka yedirmeleri gerektiğini söylüyordu 🙂

Biraz tarih bölümünde ise bundan 100 yıl önceki bebek beslenmelerinden bahsetmiş. O zamanlar iştahsız çocuk problemi hiç yokmuş 🙂

Hatta uzmanlar arasındaki en yaygın korku “gerçek ve affedilemez bir suç olan”aşırı beslenmeymiş.

Bebeklere önerilen besin miktarı o kadar az ve sınırlıymış ki. Meyveye 3,5 yaşında, sebze ve dana etine 4 yaşında geçilebiliyormuş. Yani ne kadar uğraşırsak uğraşalım, 1900 lü yıllarda yaşıyor olsaydık, çocuk doktorlarından çok beslediğimiz için azar işitmekten kurtulamazdık sanırım 🙂 30′ lu yıllardan itibaren artan besin miktarları çocuklarda da iştahsızlığı beraberinde getirmiş. Mantıklı düşündüğümüzde, minicik bir bebeğin midesinin bir günde almasını istediğimiz miktar gerçekten çok fazla.

Bu kitaptan kendi adıma neler çıkardığıma gelince:

  • Yağız’ı istediği sürece emzirmeye devam edeceğim ve emdiği süre boyunca yemediği için endişelenmemeye çalışacağım.
  • Her yeri kirletmesi pahasına yiyebileceği gıdaları kendi yemesine izin vereceğim. Reklamlarda söylediği gibi “Kirlenmek güzeldir” 🙂
  • Sevmediği gıdaları yemesi için zorlamayacağım. Tüm gün ekmek kemirse de olur.
  • Her ne kadar anneannede yese de ona et pişirmediğim için suçluluk duymayacağım 😉
  • Yemekleri sadece teklif edeceğim. İkinci teklifte de istemezse zorlamayacağım. (Gene de balkonda yemek yedirirken “aa bak ann geliyor” diyerek ağzına bir lokma atmaktan kendimi alabilir miyim bilemiyorum 😦 )

Peki bu kitap neden alınmalı?

Saatlerce ona özel yemek hazırladıktan ve yedirmek için mücadele verdikten sonra, onun yerine halılar ve duvarların yediğini gören bir annenin, ortalığı temizlerken, bebeğiyle kaliteli zaman geçirmek için ne zamanı ne de enerjisi kalır. Bir de onu iyi besleyemediğini düşündüğü için üzüntüsünü ekleyin buna. İşte bu kitap bunun için okunmalı. Derin bir nefes alıp arkaya yaslanmak ve kendimize dışardan bakabilmek için.  Az şey mi bu?

About yagizlahayat

4 Ağustos 2009 dan beri hayatımın yeni bir amacı var. Bu blog afacan oğlum Yağız'a ilk doğumgünü hediyesidir.

10 aylık bebek neden iştahsız olur?

İştahsızlık başka belirtilerle birlikte varsa araştırılmalı Gastrit, ülser, reflü, kabızlık gibi sindirim sitemi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kalp, böbrek, akciğer hastalıkları iştahta azalmaya neden olur. Ayrıca tüberküloz, kanser gibi malign hastalıklar, hipotiroidi de iştahta azalmaya neden olur.

Bebeğim hiç yemek yemiyor ne yapmalıyım?

Yine de çocuğum yemiyor, ne yapmalıyım diyorsanız; Aç olan çocuk eninde sonunda yemek ister, onun kendinin aç olduğunu fark etmesine izin verin. “şunu yer misin, bundan da ister misin, belki bunu seversin” gibi sorulardan uzak durun. Çocuğunuzu yemeğini masada oturup yemesi için teşvik edin.

10 aylık bebek menüsü nasıl olmalı?

Bebeğin en önemli besini hala anne sütü veya formül mamadır. Bunun yanında bebeğin tükettiği ek gıda miktarı artmaya başlar. Bebek evde pişen yemeklerin çoğunu bu ay yiyebilmeye başlar. 10 aylık bebek yemekleri arasında balık, sebze çorbası, köfte ve yoğurt gibi yiyecekler olabilir.

10 aylık bebek kaç saatte bir acıkır?

9-12 Aylık Bebek Kaç Saatte Bir Beslenmeli? Günlük beslenme düzeni 3 saatte bir yapılabilir. Öğün öncesi olmamak kaydı ile anne sütü alıyorsa her istediğinde verilebilir.